Your browser is out-of-date.
To get a better experience with our home designs, please download other browsers for free. Just click on the icon!
Yörenin klasik mimarisi ile inşa edilmiş evlerden oluşan eski bir mahallede yer alan bu modern yapı bölgede yarattığı mimari kontrast ile dikkat çekiyor. Almanya'nın Rheda-Wiedenbrück kasabasında yer alan ve tarihi kilise St. Clement's'e komşu olacak şekilde konumlanan bu konut, üst üste konulmuş dikdörtgen prizmalardan oluşuyormuş görünümü veren modern mimarisi ile bu geleneksel mahalleye çağdaş bir dokunuş getiriyor.
180 metrekarelik bu geniş konut gerek mimarisi gerek kullanılan malzemeleri ile farklılık yaratıyor. Eğimli çatıların ve soğuk iklimden dolayı küçük pencerelerin standartlaştığı evlerin aksine, modern teknolojinin imkanlarından faydalanan bu konut geniş pencereleri, aldığı bol gün ışığı ve geniş terasları sayesinde adeta bir yaz evini andırıyor.
Architekten Spiekermann tarafından tasarlanıp inşa edilen bu çağdaş yapının gelin, diğer özelliklerini de inceleyelim.
İki adet dikdörtgen prizmadan oluşmuş gibi görünen yapının alt katı bu açıdan belli olmasa da aslında L şeklinde. Açık planlı geniş zemin katta aynı zamanda bir de yapı bünyesinde yer alan kapalı bir otopark bulunuyor. Geniş pencereleri sayesinde bol bol gün ışığı alan konutun merdivenleri iki tarafı camla kaplı bir alanda, adeta binanın içinde değil de dışındaki ek bir yapıda izlenimi uyandırıyor. Binanın dış cephesinde beyaz ve son yılın en moda rengi duman grisi birlikte kullanılmış.
Açık planlı zemin katta mutfak, yemek odası ve oturma odası paravan görevi gören alçak mobilyalar ile birbirinden ayrılmış. Alışılagelmiş düzenin aksine, televizyon ana duvarlardan birine değil, yemek odası ile oturma odasını birbirinden ayıran alçak duvara yerleştirilmiş. Sade ve modern mobilyalar ile dekore edilen oturma odasının zemini ahşap parke, diğer alanlarda ise seramik uygun görülmüş.
Geniş alt katın orta kısmında yemek odası yer alıyor. Bu mekanın bir yanı açık planlı mutfak, diğer yanı ise televizyon ünitesi ile ayrılmış oturma odası. Evin ana giriş kapısı fotoğrafın sağ tarafında görülmekte. Mutfak ile antre birbirinden duvar ile ayrılmış ancak her iki mekan da yemek odasına açılıyor.
Soğuk bir iklimde konumlanan ancak buna rağmen geniş pencere ve kapılar ile donatılmış evin ısıtılması ise yemek odasında, yani evin tam ortasında yer alan devasa şömine ile sağlanıyor.
Geniş alt katın oturma odası dışındaki zeminlerine açık gri renkli seramik döşenmiş. Duvarlar ise zemin dış cephesinde de olduğu üzere komple beyaz. Eve giriş yapıldığında mekanın merkezindeymiş gibi duran merdivenler ise yapının enteresan mimarisi sayesinde aslında merkezde olmaktan çok uzakta. Merdivenlerin üst kat sahanlığının her iki cephesi de cam. Bu da mekanın günün uzun saatleri doğal gün ışığı alabilmesini sağlıyor. Muhteşem kilise manzarası da cabası.
Konutun L şeklindeki yapısı bu fotoğraftan oldukça belirgin bir şekilde anlaşılıyor. Mahremiyetin sağlandığı bahçe tarafında tabandan tavana, boydan boya sürgülü cam kapılar kullanılmış. Oturma odasının önünde ise aşırı geniş olmayan, güzel bir veranda bulunuyor. Bahçe komple çim ile kaplanmış ve çiçek, çalı gibi peyzaj ögelerine yer verilmeyerek son derece sade bir tasarım yapılmış.
Konut, sert hatlara sahip minimalist yapılarda sıklıkla gördüğümüz üzere yumuşak bir sarı tonu ile aydınlatılmış. Yapının keskin çizgilerini yumuşatmak ve mekana sıcak ve samimi bir hava vermek için son derece akıllıca bir yöntem. Bahçede ise küre şeklinde devasa LED aydınlatmalar kullanılmış. Bu renk değiştiren yuvarlak aydınlatmalar mekana sıcak ve eğlenceli bir hava katmayı başarmış.
İyi bir aydınlatma için LED tavan lambası uygulamaları başlıklı yazımızda birbirinden farklı LED aydınlatma türlerini inceleyebilirsiniz.
